Bahar Aksu’nun cinayeti, ülke genelinde büyük bir infial yaratmışken, bu cinayet davasında son durum merakla bekleniyordu. Rüstem Elibol’un, Bahar Aksu’yu öldürme suçundan yargılandığı davada, savcılığın istekleri mahkemeye sunuldu. Bahar’ın trajik ölümü ve uygulanan şiddet, pek çok insan tarafından kınanarak, kadına yönelik şiddet meselelerinin yeniden gündeme gelmesine neden oldu. Rüstem Elibol için istenen cezanın açıklanması, bu cinayetin ardından yaşanan toplumsal duyarlılığın yükselmesine katkı sağlayabilir.
Bahar Aksu, genç yaşta hayattan koparılan bir birey olarak aile, arkadaş ve toplum çevresinde derin yaralar açtı. Olayın meydana gelmesi sonrasında, Bahar’ın arkadaşları ve ailesi, cinayetin ardındaki nedenleri sorgularken aynı zamanda bu tür olayların önlenmesine dair seslerini yükseltmek amacıyla kampanyalar başlatmaya başladılar. Rüstem Elibol, cinayet öncesinde Bahar ile kişisel ilişkiler yaşamakta olan biriydi ve cinayet sonrası olayın çözülmesi için yürütülen soruşturma, medyanın ve kamuoyunun dikkatini üzerine çekti.
Dava sürecinde, mahkemeye sunulan deliller ve tanık ifadeleri, cinayetin nedenine dair önemli ipuçları sundu. Rüstem Elibol’un, Bahar Aksu’nun hayatına son verme eylemi, birçok kişi tarafından önceden tahmin edilen bir durum olarak değerlendirildi. Çünkü taraflar arasındaki ilişkilerde yaşanan sorunlar ve bunun akabindeki olaylar, Bahar’ın ölümüyle sonuçlanacak kadar ciddileşmişti. Elibol’un, Bahar’a yönelik tehditler savurduğu ve psikolojik şiddet uyguladığı da iddialar arasında yer alıyordu.
Rüstem Elibol’un dava sürecinde, avukatları her ne kadar beraat talepleriyle savunma yapmış olsa da, kamuoyunda yaratılan tepkiler ve toplanan deliller, davanın sonucuna etki etti. Son duruşmada, savcılık söz konusu cinayet için ağırlaştırılmış müebbet hapsi talep etti. Bahar Aksu’nun yaşattığı dramın cezasız kalmaması adına bu talep, halk tarafından da destekleniyor. Cinayetin ardındaki gerçeklerin gün yüzüne çıkması ve adaletin tecelli etmesi, bu davanın önemli bir aşaması olarak öne çıkıyor.
Mahkeme, Elibol’a verilecek cezanın, bahsi geçen talebin yanı sıra kamuoyunun da gözetiminde şekilleneceği düşünüldüğünde, hukuki olarak bu mesele mahkemeye taşınmış durumda. Birçok kadın hakları savunucusu, Bahar’ın anısına sahip çıkmak ve benzer olayların yaşanmaması için seslerini yükseltmeye devam ediyor. Rüstem Elibol’un alacağı ceza, sadece Bahar’ın cinayetinin cezası değil, aynı zamanda toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadınların hakları için de bir duruş sergiliyor.
Özellikle kadınların maruz kaldığı şiddet vakalarının artırdığı endişe, bu davanın sonuçlanmasıyla belki de biraz olsun hafifleyecek. Bahar Aksu’nun yaşadığı trajedi, toplumun karanlık köşelerine ışık tutarken, buna benzer durumların önlenmesi adına mücadele edenlere de cesaret veriyor. Geleneksel döngüde sıkışan cinsiyet temelli şiddet, Bahar’ın ölümüyle birlikte bir kez daha gündeme gelirken, herkes adaletin her şekilde tecelli etmesini bekliyor.
Sonuç olarak, Bahar Aksu cinayeti davası, sadece bir cinayet davası olmaktan öteye geçerek, toplumsal bir uyanışa neden oldu. Rüstem Elibol’a istenen ceza ise, kadın cinayetlerine karşı duruşun sembolü olma niteliği taşıyor. Mahkemenin alacağı karar, Türkiye’nin kadına yönelik şiddete karşı duruşunu ve toplumsal bilinç düzeyini de etkileyecek gibi görünüyor.