Son dönemde Türkiye'nin kırsal kesimlerinde yaşanan çoban krizi, sosyal medya ve televizyon haberleriyle birlikte gündemi oldukça meşgul etmeye başladı. Özellikle hayvancılık sektörünün vazgeçilmezi olan çobanlar, 70 bin lira gibi yüksek bir maaş teklifine rağmen işe girmek istemiyor. Peki, bu duruma neden olan faktörler neler? Çobanın sayılarındaki eksiklik ve hayvancılığın geleceği üzerine bu yazımızda merak edilenleri sizin için derledik.
Çoban sıkıntısının temelinde yatan sebepler birçok değişkenle açıklanabilir. Öncelikle, çobanlık mesleği, halk arasında düşük prestije sahip bir iş olarak algılanıyor. Çoban olmak istemeyen genç neslin tercihleri, daha yüksek eğitim olanakları ve modern iş kollarına yönelmesi, bu mesleğin geleceğini tehdit ediyor. Binlerce hayvanla birlikte gün boyu meralarda çalışan çobanlar için sağlıklı bir yaşam standardı sağlamak da oldukça zor. Bu nedenlerle, gençler çobanlığı bir kariyer olarak görmekte tereddüt ediyor.
Diğer yandan, çobanların karşılaştığı zorluklar sadece maddi boyutla sınırlı değil. Bergama, Ayvalık gibi hayvancılık yapılan bölgelerde, sosyal yaşam standartlarının düşüklüğü de çoban bulmayı zorlaştırıyor. Gençler, bu bölgelere gitmekte istekli olsalar da, çoğu zaman iş bulmanın ötesinde sosyal yaşamın yetersizliği onları caydırıyor. Ayrıca, köy yaşamı, şehir hayatına oranla birçok kolaylıktan yoksun olduğu için, gençlerin tercihlerinde büyük bir etken oluşturuyor.
Bu durum, hayvancılığın sürdürülebilirliği açısından ciddi endişelere yol açıyor. Eğer bu krize acil çözüm bulunamazsa, Türkiye’nin hayvansal üretimi ve et ithalatı daha da tehlikeye girebilir. Uzmanlar, çobanlık mesleğini cazip hale getirmenin yollarını araştırmakta ve devletin bu alandaki desteklerinin artırılması gerektiğini vurgulamakta. Ayrıca, çobanların multikültürel bir çevrede yaşamalarını sağlamak, sosyal yaşam standartlarını yükseltmek, bu mesleği tekrar cazip kılmak adına önemli adımlar olarak görülüyor.
Böylelikle, hem nitelikli çobanların istihdamı sağlanabilir hem de hayvancılık sektörünün büyük bir bölümünü temsil eden çobanlık mesleğine ulusal ve uluslararası düzeyde bir değer kazandırılmış olur. Sonuç olarak, çoban krizi sadece bir istihdam sorunu değil; aynı zamanda Türkiye'nin tarımdaki geleceği için atılması gereken adımların önemini gözler önüne seren bir meseledir. Çobanlık mesleğinin geleceği için hem devlete hem de özel sektöre büyük görev düşüyor. Eğer yeni nesli bu mesleğe yönlendirecek düzgün bir sistem kurulursa, hayvancılık sektörü yeniden canlanabilir.
Sonuç olarak, 70 bin lira gibi cazip bir maaş bile çoban bulunmasında yetersiz kalıyorsa, sektörde köklü değişimlerin bir an önce gerçekleştirilmesi gerekiyor. Hayvancılığı, tarımı ve köy yaşamını geliştirici politikalarla bu krizin üstesinden gelinmelidir.