Hobi edinmek, birçok insan için yaşam kalitesini artıran bir aktivite olmasına karşın, bazı bireyler için bu hobiler gerçek bir mesleğe dönüşebiliyor. Türkiye’de, bir genç hem tutkusunu kariyerine dönüştürmüş hem de ailesinin mirasını yaşatarak çarpıcı bir öykü sunuyor. Gençlerin, sevgiyle başladıkları bir hobi dolayısıyla nasıl hayallerine kavuşabileceğini gözler önüne seren bu ilham verici hikaye, "Babamdan bulaşan bir hastalık" ifadesiyle öne çıkıyor.
Yetenek, ilgi ve tutkuyu birleştirerek bir meslek haline dönüştüren genç, 22 yaşındaki Emre Yıldız. Emre, çocukluğundan beri babaannesinin evinde babasıyla birlikte yaptığı el yapımı oyuncakları ve ahşap mobilyaları hatırlıyor. Bu maçak hobi, bir zamanların nostaljik eğlencelerinden biriyken, zamanla onun yaşamını şekillendiren ana unsurlarından biri haline geldi. "Babamın atölyesi benim oyun alanımdı. Orada geçirdiğim her dakika, yaratıcılığımı ve el becerilerimi geliştirdi," diyor Emre. Bu tutku, babasının da kendisine aktardığı, geçmişin değerlerine sahip çıkmanın ve el emeğinin güzelliğini anlamanın bir yolu oldu.
Genç yaşına rağmen, Emre ticari olarak ilk adımlarını 18 yaşında atmaya başladı. Çevresindekilerin olumlu geri dönüşleri onu daha da motive etti. Sosyal medyada yaptığı paylaşımlar, kısa sürede geniş bir kitleye ulaştı ve ürünlerine ilgi arttı. “İlk siparişim, sosyal medyada yayınladığım bir fotoğraf sonucunda gerçekleşti; o an benim için bir dönüm noktasıydı” diye ekliyor. El yapımı ürünlerin sıklıkla tercih edildiği günümüzde, Emre’nin çalışmaları da bu talebe yanıt verdi. Kendi markasını oluşturma süreci, hem yaratıcı becerilerini sergilemesi hem de ticari yönünü geliştirmesi açısından büyük bir fırsat oldu.
Emre’nin el yapımı oyuncakları, doğal malzemeler kullanarak üretilirken, her bir parçanın tasarımı da onun kişisel dokunuşunu taşıyor. Özellikle çocuklar için güvenli atölye ortamlarında geliştirdiği oyuncaklar, hem eğlendirici hem de eğitici bir işlev taşıyor. “Çocukların oyun oynarken hem eğlenmelerini hem de öğrenmelerini sağlamak benim için çok önemli. Amacım, sanatı ve eğitimi birleştirerek çocukların hayal dünyalarını zenginleştirmek” diyor Emre.
Olumlu geri dönüşler ve genişleyen müşteri kitlesi, Emre’yi cesaretlendirirken, aynı zamanda işini daha da ileriye taşımak için sürekli çabalamasına da katkı sağladı. Ekibine katılacak yeni el işçileri ve tasarımcılarla büyümeyi planlayan Emre, girişimcilik yolunda da cesur adımlar atıyor. El yapımı ürünlerin gelecekte daha fazla kişi tarafından benimsenmesi gerektiğine inanıyor.
Emre Yıldız, iş dünyasında karşılaştığı zorlukları aşarken, babasının öğretilerine dayandığına dikkat çekiyor. “Babam her zaman 'Emeğe saygı duymalısın' derdi. Bu düşünce benim kariyerimde bir pusula görevi görüyor” diyerek, babasından aldığı değerli dersleri vurguluyor. Emre'nin bu azmi ve kararlılığı, genç girişimcilerin karşılaştığı birçok zorluğun üstesinden gelmeye yardımcı olabilecek bir örnek teşkil ediyor.
Sonuç olarak, hobileri mesleğe dönüştürme yolunda atılan adımlar, sadece bireysel başarıları değil, aynı zamanda aile değerlerini ve gelenekleri de yaşatmaları açısından büyük bir önem taşımaktadır. Emre Yıldız gibi gençlerin, tutkularını meslekleri haline getirerek dünyaya sunduğu bu örnekler, hem kendi hayatlarını hem de çevrelerini olumlu etkileme potansiyeline sahip.