Son günlerde uluslararası kamuoyunu sarsan bir olay, İsrail tarafından alıkonulan Filistinli hastane müdürü Ahmet Zeydan’ın sağlık durumu ile ilgili yaşanan gelişmelerle gündeme oturdu. Filistin Sağlık Bakanlığı, Zeydan’ın yaklaşık dört aydır alıkonulduğuna ve bu süre zarfında vücut ağırlığının üçte birini kaybettiğine dikkat çekti. Bu durum, sadece Zeydan’ın değil, onunla birlikte tutuklu olan diğer Filistinlilerin de yaşam koşullarının ne denli zor olduğunu gözler önüne seriyor. Zeydan’ın sağlık durumu, hayati tehlike arz ediyor ve bu, Filistin toplumunda derin bir endişe yaratıyor. Peki, bu tür alıkonulmaların arka planı ve sonuçları nelerdir? Zeydan’ın hikayesi, özel olarak sağlık ve insan hakları alanında birçok soruyu gündeme getiriyor.
Ahmet Zeydan, Al-Ahli Hastanesi’nin müdürü olarak hem sağlık alanında uzmanlığını hem de insani yönünü ön planda tutan bir figür olarak tanınıyor. Zeydan, Koblenz’deki eğitimini tamamladıktan sonra Filistin’deki hastanelerde sıklıkla hasta bakımında öncülük eden çalışmalara imza attı. Ancak, 2023 yılının ortalarında, İsrail güçleri tarafından gözaltına alındı. O tarihten bu yana ailesi ve meslektaşları, Zeydan’ın sağlığının giderek kötüleştiği yönünde endişelerini dile getiriyor. Alıkoyulma sürecinde yeterli sağlık hizmeti alamadığı iddia edilen Zeydan, tüm bunların yanında psikolojik baskılarla da başa çıkmak zorunda kalıyor.
Zeydan’ın ailesi, onun vücudunda ciddi değişiklikler olduğuna dikkat çekiyor. Alıkonulma sürecinde kaybedilen vücut ağırlığı, Zeydan’ın diyet ve sağlıklı yaşam alışkanlıkları göz önüne alındığında oldukça kaygı verici bir durum. Ailesi, bu durumun nedeninin düzensiz yemek saatleri ve psikolojik baskılar olduğuna inanıyor. Sağlık profesyonelleri, Zeydan’ın yaşadığı bu tür bir travmanın, zaten stresli bir ortamda karşı karşıya kaldığı travmanın derinleşmesine yol açabileceğini belirtiyor. Zeydan’ın yaşadığı bu durum, sağlık alanında karşılaşılan birçok sorunu gündeme getiriyor.
Ahmet Zeydan’ın durumu, yalnızca aile içinde değil, aynı zamanda uluslararası platformlarda da geniş yankı uyandırdı. İnsan hakları örgütleri, Filistinli sağlık çalışanlarının yaşadığı bu tür durumlardan ötürü İsrail’i eleştiriyor. Bu durum, sağlık hizmetlerinin ne denli önemli olduğunu ve savaş ortamlarında bu hizmetlerin sağlanmasının her birey için ne kadar kritik olduğunu bir kez daha gösteriyor. Zeydan’ın tutuklanmasının ardından birçok uluslararası sağlık kuruluşu ve insan hakları derneği, bu tür insanlık hallerinin sonlandırılması ve Filistinli sağlık profesyonellerinin korunması gerektiğini vurguladı.
Buna ek olarak, Zeydan’ın durumu, Filistin’deki sağlık sisteminin zayıf yönlerini de ortaya koyuyor. Sağlık Bakanlığı yetkilileri, hastane müdürü Zeydan’ın taşıdığı sorumluluklar açısından, onun alıkonulmasının sağlık hizmetleri üzerinde oluşturduğu olumsuz etkinin büyüklüğünün altını çiziyor. Uluslararası toplum ve hükümetler, Zeydan’ın serbest bırakılması için çağrıda bulunan birçok kampanya başlattı. Bu kampanyaların amacı, Filistinli sağlık çalışanlarının insan haklarını koruma çabalarını desteklemek ve adaletin tesis edilmesine yardımcı olmaktır.
Sonuç olarak, Ahmet Zeydan’ın durumu, savaşın ve çatışmanın etkilerinin sağlık alanında ne kadar derin bir yara açtığını gözler önüne seriyor. Diğer sağlık çalışanları ve hastalar için umut ışığı olan Zeydan’ın, bir an önce özgürlüğüne kavuşması ve sağlığına yeniden kavuşması için yapılan uluslararası çağrılar giderek artıyor. Bu olay, yalnızca bir insanın hikâyesi değil, aynı zamanda tüm toplumların ihtiyacı olan sağlık hizmetlerine erişim hakkının ne denli önemli olduğunu hatırlatıyor. Dolayısıyla, Zeydan’ın durumu bir an önce çözülmeli ve sağlık çalışanlarına yönelik hak ihlalleri son bulmalıdır.