İstanbul’da son günlerde yaşanan depremler, şehrin sakinlerini tedirgin ediyor. Özellikle Silivri bölgesinde, meydana gelen son sarsıntılar, yer bilimci Naci Görür’ün uyarılarını tekrar gündeme getirdi. Silivri, 11 Ekim 2023 tarihinde 4.1 büyüklüğünde bir depremle sarsıldı ve bu durum, İstanbul’un deprem açısından ne denli risk altında olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Naci Görür, uzmanlık alanındaki bilgisiyle bu konuda endişelerin artmasına neden olacak açıklamalar yaptı.
Silivri’deki depremin merkez üssü, yerel halk arasında paniğe yol açtı. 6.0 büyüklüğündeki bir depremin ardından, peş peşe gelen sarsıntılar bölgenin yapısal dayanıklılığını sorgulatmaya başladı. Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), deprem sonrasında birçok inceleme başlattı. Yetkililerin, bölgedeki binaların durumunu değerlendirmesi önem kazandı. Silivri'nin deprem kuşağında bulunması, bu tür sarsıntıların sıklıkla yaşanacağının habercisidir ve bu nedenle silivri sakinlerinin bilinçlendirilmesi gerekmektedir.
Prof. Dr. Naci Görür, deprem sonrası yaptığı açıklamalarda, İstanbul'un ve çevresinin potansiyel tehlikelerine dikkat çekerek, 'İstanbul geçmişten günümüze büyük depremlerle yüzleşti. Yapılan araştırmalar, bölgede büyük bir depremin olasılığının yüksek olduğunu gösteriyor. Bu yüzden, hem bireyler hem de yerel yönetimler, olası bir felakete hazırlıklı olmalıdır' dedi. Görür, binaların sağlamlığının artırılması gerektiğini vurgulayarak, eski binaların güçlendirilmesi ve yeni yapıların sağlam inşa edilmesi konusunda da önerilerde bulundu. Ayrıca, İstanbul’un deprem tertiplerinde acil durum planlarının oluşturulması, tatbikatların yapılması ve halkın bilinçlendirilmesi gerektiğinin altını çizdi.
Son depremlerin ardından İstanbul'un çeşitli bölgelerinde de hafif sarsıntılar hissedildi. Bu durum, halkın büyük bir endişe duymasına neden oldu. Uzmanlar, yeraltı fay hatlarının hareketliliğini sıkı bir şekilde takip ediyor ve olası bir büyük depreme karşı önlem almanın önemine dikkat çekiyor. Silivri, İstanbul’un batısında bulunduğundan, olası depremlerin etkisi çok daha büyük hissedilebilir. Bu sebeple, yerel yönetimlerin hem binaların güçlendirilmesi hem de vatandaşların eğitilmesi konusunda etkin çalışmalara imza atması kaçınılmazdır.
Sonuç olarak, Silivri'deki depremler, İstanbul’un deprem riskiyle ilgili gerçeği bir kez daha gözler önüne sermektedir. Naci Görür’ün kapalı kapılar ardında bıraktığı bilimsel veriler, halkın ve yetkililerin daha dikkatli olmasını gerektiriyor. Sağlam inşa, bilinçli yaşam ve felaket bilincinin artırılması, olası bir depremde can ve mal kaybını en aza indirebilir. İstanbul halkı, bu süreçte hem kendi güvenliğini sağlamak hem de afet bilincine sahip olmak zorundadır.