Son günlerde artan gerilimler ve savaş ihtimalleri, uluslararası arenada dikkatleri Suriye’ye çekmeye devam ediyor. Suriye, yıllardır süregelen iç savaşla mücadele ederken, bölgedeki jeopolitik dinamikler de bir o kadar karmaşık hale geldi. Bu durumu değerlendiren Keçeli, İsrail'in Suriye'deki hava saldırılarını sona erdirmesi gerektiğini ifade etti. Keçeli’nin açıklamaları, bölgedeki barış ve güvenliğin sağlanması açısından son derece önemli bir çağrı niteliği taşıyor.
İsrail, İran'ın Suriye’deki varlığını tehdit olarak değerlendirerek, sık sık hava saldırıları düzenliyor. Bu saldırılar, Suriye'nin içindeki çeşitli askeri hedefleri ve özellikle İran’a bağlı milis gruplarını hedef alıyor. Ancak Keçeli, bu saldırıların Suriye üzerindeki etkilerini değerlendirirken, yalnızca askeri sonuçlarla sınırlı kalmadığını belirtti. Sivil kayıplar, altyapı tahribatı ve insani krizler, bu tür askeri eylemlerin kaçınılmaz sonuçları arasında yer alıyor. Ayrıca, bölgedeki mevcut gerilimin tırmanmasına ve yeni çatışmaların tetiklenmesine neden olduğuna da dikkat çekti.
Keçeli’nin vurguladığı bir diğer önemli nokta, barışın sağlanabilmesi için diplomasi ve uluslararası işbirliğinin önemi. Savaşın yıkıcı sonuçlarının sadece yaşanan ülkeleri değil, tüm bölgeyi etkilediğini söyleyen Keçeli, “Dünya artık savaşların değil, barışın ve işbirliğinin peşinde koşmalı” dedi. Birçok ülke, Suriye’de kalıcı bir çözüme ulaşmak için diplomatik yolları araştırırken, İslam dünyası ve geniş uluslararası toplum, bu tür askeri harekâtların son bulması için baskı yapmalı. Diğer ülkelerin de bu durumu dikkate alarak, daha etkin bir diplomasi süreci içerisinde yer alması gerekiyor.
Bölgede barış ve istikrarın sağlanması için herkesin üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmesi gerektiğini, aksi takdirde savaşın sadece sivillere değil, tüm insanlığa zarar vereceğini bunun yanı sıra çocukların, kadınların ve yaşlıların savaştan en çok etkilenen gruplar olduğunu unutulmaması gerektiğini ifade eden Keçeli, “Artık bu acıların bir son bulması ve insanların güvenli bir şekilde yaşayabilmeleri için harekete geçilmesi gerekmektedir.” dedi. Keçeli’nin bu çağrısı, hem bölge halkı hem de uluslararası toplum tarafından dikkate alınmalı ve harekete geçilmelidir.
Savaşın kökünden sona erdirilmesi, sadece askeri tehditlerin ortadan kaldırılması ile mümkün olmayacak. Ekonomik kalkınma, insani yardımlar ve sosyo-kültürel projelerle bu durumda etkilenen halkların yeniden inşası da büyük önem taşıyor. Bu nedenle, durumu yalnızca askeri bir perspektiften ele almak yetersiz kalacaktır. Keçeli, uluslararası toplumun, Suriye’nin insani ihtiyaçlarını karşılamak ve halkı desteklemek amacıyla daha fazla çaba göstermesi gerektiği hususunda son derece ısrarcı. Savaşın sona erip, barış içinde bir yaşam sürdürmek, herkesin ortak hedefi olmalıdır.
Sonuç olarak, Keçeli’nin Suriye’deki hava saldırılarına son verilmesi gerektiği yönündeki açıklamaları, sadece bir siyasi duruş değil, insani bir çağrıdır. Unutulmamalıdır ki, her bir insanın hayatı değerlidir ve barış, huzur içinde yaşamaya, insana yakışan en temel haktır. Bu nedenle, diplomasi ve işbirliği ile bölgedeki barışın kalıcı olması için el birliğiyle çalışılmalıdır. İslam dünyası ve uluslararası toplum, bu konuda daha fazla bir araya gelmeli ve dayanışma içinde hareket etmelidir. Aksi takdirde Suriye, yalnızca bir savaş alanı olarak kalmakla kalmayacak, tarih boyunca anlatılacak acı hikâyelere ev sahipliği yapmaya devam edecektir.