Lise Geçiş Sınavı (LGS), her yıl binlerce öğrenciyi üniversiteye hazırlanma yolunda ilk adımını atmaya yönlendirirken, bu yıl da tartışmalara neden olan bazı sorularla gündeme geldi. Öğrencilerin performansını belirleyen bu sınavda, özellikle sayısal ve sözel alanda karışık ve zorlayıcı soruların yer alması, eğitim camiasında büyük bir tartışma konusu oldu. Kimi öğrenciler, sayısal bölümde zorlanırken, kimi öğrenciler ise sözel kısmında beklemedikleri kadar zorlu sorularla karşılaştı. İşte bu yılki LGS'nin ayrıntıları ve öğrenci yorumları!
Bazı öğrenciler, sayısal bölümde yer alan matematik sorularının seviyesinin beklediklerinden daha yüksek olduğunu belirtti. Özellikle problem çözme ve mantık yürütme becerilerini sınayan sorular, birçok öğrencinin dikkatini dağıttı. Örneğin, öğrencilerden biri, "Bir sorunun içinde dört adımda çözüm istemesi beni oldukça zorladı. Beklediğim klasik sorulardan çok daha farklıydı" diye ifade etti. Bu tür zorluklarla başa çıkmak için genellikle pratik yapmayı tercih eden öğrencilerin bile, sınav günü panik yaşadığı gözlemlendi. Öğretmenler de bu zorluğun eğitim sistemindeki yetersizliklerden kaynaklanabileceğine dikkat çekti. "Sınavda yer alan bazı sorular, daha önce çalışmadığımız konulardan geliyordu" diyen bir öğretmen, öğrencilerin sadece okul müfredatında yer alan konularla sınava hazırlanmasının yeterli olmadığını ifade etti.
Öte yandan, LGS'nin sözel bölümünde de bazı öğrenciler beklemedikleri zorlu sorularla karşılaştı. Türkçe bölümündeki edebi kavramlar ve metin analizine dayalı sorular, öğrencilerin zorlanmasına neden oldu. Davranış bilimleri uzmanları, bu tür soruların öğrencilerin edebi bilgi ve analitik düşünme yeteneklerini ölçmek amacıyla oluşturulduğunu ancak çoğu öğrencinin bu seviyedeki sorulara hazırlıklı olmadığını belirtiyor. "Sınavda sorulan terimler ve metinler, analiz yapabilme becerisini sorguluyordu ve bu beni çok düşündürdü" diyen bir başka öğrenci, yıllarca süren okul eğitiminde yeterli şekilde bu konulara değinilmediğini vurguladı. Sonuç olarak, birçok öğrenci kısmen sınavdan yüzlerini gülerken, diğerleri düş kırıklığına uğradı.
LGS'nin bu yılki zorluğu, sınavın amacı hakkında da tartışmalara neden oldu. Eğitmenler, sınavın verilmek istenen eğitim kalitesinin bir yansıması olarak düşünülmesi gerektiğini savunuyor. Fakat bu yılki soruların, kaliteli eğitim almakta eşit fırsat bulamayan öğrenciler için ciddi bir dezavantaj oluşturduğu bir gerçek. Eğitim adaletsizliğinin artık dikkat edilmesi gereken bir olgu olduğuna da değinen bir öğretmen, "Sınavda her öğrencinin eşit şartlarda değerlendirilmesi gerekiyor" diyerek, bu alanda yapılması gereken değişikliklere vurgu yaptı.
Sonuç olarak, LGS'ye katılan öğrencilerin zorluklar karşısında yaşadığı hayal kırıklıkları ve sıkıntılar, sınavın yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini ortaya koyan bir durum oluşturdu. Eğitim sisteminin ve sınavın, öğrencilerin gerçek bilgi seviyelerini yansıtma konusunda daha adil bir biçime dönmesi, eğitimciler ve veliler için en önemli gündem maddelerinden biri haline geldi. Bu yıldan sonra, eğitim sisteminin ders müfredatını ve sınav soru türlerini gözden geçirmesi ve varsa eksiklikleri gidermesi bekleniyor.