Marmara Denizi, son yıllarda giderek artan bir tehditle karşı karşıya: müsilaj. Özellikle yaz aylarının gelmesiyle birlikte denizin her köşesini saran bu jel benzeri madde, hem deniz ekosistemine hem de yerel ekonomik aktivitelere büyük zararlar vermekle kalmıyor, aynı zamanda insan sağlığını da tehlikeye atıyor. Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) bilim insanları, müsilajın Marmara üzerindeki etkilerini inceleyerek kamuoyunu bu konuda uyarıyor. Ülkedeki deniz kirliliği ve iklim değişikliği etkenlerinin bir araya gelmesiyle ortaya çıkan müsilaj sorunu, bu yaz tüm Türkiye'yi etkisi altına almakta. Peki, müsilaj tam olarak nedir ve bu yıl neden bu kadar çok görülüyor? İşte, bu sorun hakkında ODTÜ'lü bilim insanlarının bulguları ve değerlendirmeleri.
Müsilaj, denizlerde ve göllerde bulunan tek hücreli organizmaların (fitoplanktonlar) aşırı çoğalması sonucu ortaya çıkan jelatinimsi bir maddedir. Özellikle besin maddeleri açısından zengin denizlerde, kirletici unsurların bulunması, su sıcaklığının artması ve diğer çevresel faktörler müsilaj oluşumunu tetikler. Marmara Denizi’nde görülen müsilaj, genellikle özellikle yaz aylarında sıklıkla karşılaşılan bir durumdur. Ancak bu yılki müsilaj tabakalarının büyüklüğü ve yaygınlığı, bilim insanları için alarm zilleri çalmaya başladı. ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü’nden uzmanlar, 2023 yazında meydana gelen müsilajın büyüklüğünün, iklim değişikliğinin ve insan etkinliklerinin bir sonucu olarak görüldüğünü belirtiyor.
Müsilaj, doğrudan deniz hayatını etkilerken yüzlerce yıl süren ekosistem dengesini de tehdit ediyor. Bu durum balıkların oksijen alımını zorlaştırmakta ve kritik besin zincirlerini bozmakta. Bilim insanları, müsilajın özellikle deniz canlıları üzerinde yaşam alanlarını daraltarak, türlerin yok olmasına neden olabileceği konusunda uyarıyor. Ek olarak, müsilaj, kıyı bölgelerinde balıkçılıkla uğraşan yerel ekonomiyi de olumsuz yönde etkiliyor. Balık avlarının azalması, balıkçılar için büyük bir ekonomik kayba neden olmakta. Kirliliğin artması ve müsilaj nedeniyle denizden elde edilen ürünlerin kalite kaybı yaşanıyor. ODTÜ ekibi, müsilajın sadece deniz canlıları ve balıkçılığı etkilemekle kalmadığını, aynı zamanda turizm sektörünün de zarar gördüğünü belirtiyor.
Bu durum, yaz aylarında Marmara Denizi'ni tercih eden tatilcilerin, deniz keyfini olumsuz etkiliyor. Bazı plajlarda, müsilaj tabakalarının kalınlaşması nedeniyle denize girmek imkansız hale gelirken, sahillerdeki yüzyıllık geleneklerin de yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğu ifade ediliyor.
Konunun önemini vurgulayan ODTÜ’lü bilim insanları, müsilaj sorununa karşı acil tedbirler alınması gerektiğinin altını çiziyor. Özellikle deniz kirliliğinin azaltılması, atık yönetiminin iyileştirilmesi ve daha iyi bir kaynak yönetimi ile müsilaj oluşumunun önüne geçilmesi gerektiği bildiriliyor. Ayrıca, iklim değişikliği ile mücadele etmek adına geniş çaplı önlemler alınması gerektiği konusunda da uyarılarda bulunuyorlar. Müsilaj sorunu ile ilgili kamuoyunun bilgilendirilmesi ve toplumda farkındalık yaratılması, Marmara Denizi'nin korunması açısından büyük bir önem taşıyor.
Sonuç olarak, Marmara Denizi'ndeki müsilaj sorunu, ekosistem dengesi ve insan sağlığı üzerinde derin etkiler yaratmakta. ODTÜ’lü bilim insanlarının uyarıları doğrultusunda, bu sorunla mücadelenin zaman kaybedilmeden ele alınması kaçınılmaz görünüyor. Eğer gerekli adımlar atılmazsa, müsilaj tehdidi, sadece Marmara ile kalmayıp tüm su kaynaklarımızı etkileyebilir. Yaşanabilecek afetlerin önüne geçmek ve gelecek nesillere temiz bir deniz bırakmak için hepimizin üzerine düşen görevler var.