Son yıllarda sosyal medya, gençlerin hayatında önemli bir yer edinmiş durumda. Instagram, TikTok ve Snapchat gibi platformlarda geçirilen zaman, ergenlerin sosyal ilişkilerini ve benlik algılarını şekillendirmekte büyük bir rol oynuyor. Ancak, gençler arasında popülerlik kazanmış bazı trendler, bilinmeyen tehlikeleri de beraberinde getiriyor. Bu yazımızda, ergenlerin 'havalı' bulduğu ancak ölümcül sonuçlar doğurabilecek sosyal medya trendlerini ele alacağız.
Birçok ergen, sosyal medyada gördükleri şeylerin gerçek hayattaki etkilerini yeterince düşünmeden hareket ediyor. 'Havalı' görünme kaygısı, gençlerin zihinlerinde yer etmiş bir olgu. 'Neden ben de bu trende katılmayayım?' düşüncesi, zaman içinde sosyal medya içinde yayılmaya başlayan tehlikeli davranışlara davetiye çıkarıyor. Örnek vermek gerekirse, TikTok üzerinde popüler hale gelmiş olan 'Mavi Balina' oyunu veya 'Blackout Challenge' gibi tehlikeli zorluklar, pek çok genç tarafından denendi. Bu tür içeriklerin viral hale gelmesi oldukça hızlı. Çok sayıda genç kullanıcı, bu tehlikeli içerikleri takip ederek, fenomen olma ve dikkat çekme arzusu ile bu etkinliklere katılıyor. Ancak bu tür deneyimler, trajik sonuçlar doğurabiliyor.
Sosyal medya platformlarında çoğu zaman eğlenceli ve keyifli gibi görünen bu tehlikeli eylemler, gençlerin fiziksel ve mental sağlıklarını tehdit ediyor. Örneğin, 'Choking Game' ya da boğulma oyunu olarak bilinen eylem, gençlerin birbirlerini boğma teşebbüsünde bulunmasıdır. Bu şekilde hem arkadaşları arasında dikkat çekmeyi hedefleyen gençler, hem de bu eylemi gerçekleştirdiklerinde 'havalı' veya cesur olarak görülme beklentisine kapılıyorlar. Bunun sonucunda, ergenlerin yaralanması veya ölümle sonuçlanan olaylar meydana geliyor. 2023 verilerine göre, bu tür sosyal medya trendleri nedeniyle yaşanan kazaların sayısında belirgin bir artış gözlemlendi. Bu durum, sosyal medya kullanıcılarının genç yaş grubunda daha fazla takip edildiğini ve farkındalık yaratmanın gerekliliğini ortaya koyuyor.
Ayrıca, bu tehlikeli trendlerin yarattığı psikolojik etki de göz ardı edilemez. Ergenlik döneminde kimlik geliştirme süreci içinde olan gençler, sosyal medya üzerinden kendilerine hitap eden içeriklere daha fazla yöneliyor. Ancak, bu içeriklerin çoğunluğunun sağlıksız ve riskli eylemler içermesi, gençlerin psikolojik sağlığı üzerinde olumsuz etkiler yaratıyor. Anksiyete, depresyon ve özsaygı eksikliği gibi durumlarla karşılaşmaları kaçınılmaz oluyor. Ebeveynler ve eğitimciler, bu tür içeriklerin etkisini sorun olarak tanımlamalı ve gençlerin bu durumla nasıl başa çıkabilecekleri konusunda onlara destek olmalıdır. Gençlerin sosyal medya kullanım alışkanlıklarını bilinçli bir şekilde yönlendirmek, bu tehlikelerin etkilerini azaltmak için son derece önemli.
Sonuç olarak, sosyal medyada ergenler için 'havalı' olarak kabul edilen bazı eylemler, oldukça ciddi tehlikeleri beraberinde getiriyor. Gençlerin, bu tür içeriklerin yaygınlığından etkilenerek yanlış bir yolda ilerlememeleri için, hem bireysel hem de toplumsal olarak farkındalığın artırılması büyük önem taşıyor. Aileler, öğretmenler ve sosyal medya platformları iş birliği içinde hareket ederek, gençlerin sağlığı ve güvenliği için güçlü bir dayanışma içinde olmalıdır. Bu, sadece ergenlerin kendilerini güvende hissetmeleri için değil, aynı zamanda toplum genelinde sağlıklı bireylerin yetişmesine de katkıda bulunacaktır.