Donald Trump, başkanlık görevine başladığı ilk 100 günde gerçekleştirdiği reformları ve değişimleri “100 yılın en köklü değişimi” olarak nitelendirdi. Bu açıklamanın hemen ardından, Trump yönetimi, ekonomi, sağlık, göç, dış politika ve sosyal alanlarda birçok yenilik getirdi. Kendi siyasi ideolojisini vurgulamak için sık sık kullandığı kelimelerle, Trump’ın başkanlık döneminin ilk günlerine damgasını vuran bu değişiklikler, hem destekçileri hem de muhalifleri arasında geniş yankı buldu. Anketler, Trump’ın bu hamlelerinin halk arasında karışık bir algı yarattığını gösterse de, başkanın kendisi bu değişimlerin yalnızca başlangıç olduğunu ifade ediyor.
Trump yönetimi, ekonomiyi canlandırmak amacıyla bir dizi reformu hayata geçirdi. Vergi kesintileri, işverenlere sağlanan avantajlar ve ticaret anlaşmalarının elden geçirilmesi, bu reformların temel taşlarını oluşturdu. Özellikle vergi kesintileri, birçok işletmenin büyümesine ve yeni istihdam alanları yaratmasına zemin hazırladı. Trump, ayrıca ekonomik büyüme ile birlikte istihdam oranlarının da arttığını belirtmekte. Ancak bu durumun, orta sınıfa ve dar gelirli vatandaşlara ne ölçüde katkı sağladığı ise tartışma konusu. Trump yönetimi, iş gücünün niteliklerini artırarak, insanların daha iyi şartlarda çalışmasını hedefliyor. Bunun yanı sıra, elli eyalette de ekonomik canlanmayı sağlamak için devlet destekleri oluşturuldu.
Trump, sağlık sistemi konusunda da köklü değişimlere imza attı. Obamacare olarak bilinen sağlık reformunu revize etmeyi hedefleyen Trump, bu alanda da kendi politikalarını yürürlüğe koymaya başladı. Hastanelere, özel sağlık sigortalarına ve ilaç fiyatlarına getirilen yeni düzenlemeler, sağlık hizmetlerine erişimi etkileyecek şekilde tasarlandı. Trump, bu değişimlerin, ABD vatandaşlarının sağlık sistemindeki memnuniyetsizliğini azaltacağını iddia ediyor. Ayrıca, ücretsiz sağlık hizmetine ulaşmayı hedefleyen projeler hayata geçirilirken, bu projelerin kimler tarafından hangi şartlar altında uygulanacağı da merakla bekleniyor. Trump yönetimi, sağlık alanındaki reformlarının sadece tasarı aşamasında olmadığını, belirli bir zaman diliminde somutlaşacağını vurguluyor.
Bunun yanı sıra, sosyal haklar ve göçmen politikaları da Trump’ın gündeminde önemli bir yer kaplıyor. Güvenliği önceliklendiren bir yaklaşım sergileyen Trump, ABD’ye yapılan göçü kontrol altına almak gerektiğinin altını çizdi. Bu bağlamda, sınır güvenliğinin artırılması ve yasadışı göçmenlerin ülkeye girişinin engellenmesi amacıyla pek çok yeni yasa tasarısı gündeme getirildi. Ulusal güvenlik odaklı olan bu yasaların uygulanabilirliği eleştirilse de, Trump bu konuda kararlılığı elden bırakmadı.
Trump’ın yönetime gelmesiyle birlikte yaşanan değişimlerin önümüzdeki dönemde nasıl bir seyir alacağı, hem yurt içinde hem de yurt dışında sıkça tartışılacak bir konu olarak karşımıza çıkıyor. Ekonominin yanı sıra sağlık gibi sosyal alanlarda da kapsamlı değişiklikler yaşanması bekleniyor. Tüm bu gelişmelerin yanı sıra yeni yasaların uygulanması, halkın tepkisi ve toplum üzerindeki etkileri, Trump’ın bu süreçte karşılaşacağı zorlukların başında geliyor. Başkan Trump, bu değişimlerin sonuçlarının sadece kısa vadede değil, uzun vadede de etkili olacağı güvencesini veriyor. Sonuç olarak, Trump’ın başkanlık görevinde ilk 100 gün, yalnızca Amerika için değil, dünya genelindeki güç dengeleri için de dikkate değer bir dönem olarak kayıtlara geçeceğe benziyor.