Tarım sektörünün belkemiği olan tarlarda, bu yaz 40 dereceye ulaşan sıcaklıklar altında çalışan üreticiler, aynı zamanda sebze fiyatlarının dramatik bir şekilde düştüğünü gözlemliyor. Geçtiğimiz haftalarda, özellikle domates ve biber gibi sebzelerin fiyatları tarlada 5 TL’ye kadar geriledi. Bu durum, hem üreticilerin gelirlerini etkiliyor hem de tüketicilerin sebze alımında sunduğu fırsatlar ile gündeme geliyor. Fakat altında yatan sebepler oldukça karmaşık ve dikkatle incelenmesi gereken pek çok dinamik içeriyor. İşte, bu yazın ortasında tarım sektöründeki sıcak gelişmelere daha yakından bir bakış.
Günümüzde iklim değişikliği, tarımsal üretimi etkileyen en önemli faktörlerden birisidir. Yüksek sıcaklıkların yanı sıra, kuraklık ve düzensiz yağışlar, üreticinin işini daha da zorlaştırıyor. Tarım alanındaki bu olumsuzluklar, doğal olarak ürün verimliliğini düşürüyor. 2023 yazında Türkiye'nin birçok bölgesinde yaşanan aşırı sıcaklar, çiftçilerin tarlada geçirdiği süreyi uzatırken, birtakım önlemler almak zorunda kalmalarına da neden oldu. Özellikle sulama sistemi ve gölgelik alanların oluşturulması gibi tedbirler, bu süreçte hayati öneme sahip. Bununla birlikte, üreticiler açısından maliyetlerin artması, sebze fiyatlarını aşağı çekmenin yanı sıra, tarladan elde edilen gelirlerde de ciddi kayıplara yol açıyor.
Özellikle büyük şehirlerde yaşanan yüksek gıda fiyatlarının tersine, tarlada sebze fiyatlarının düşmesi tüketici açısından olumlu görünse de, çiftçiler için durum aynı şekilde değil. Birçok üretici, tarlada 5 TL’ye düşen fiyatlarla ‘kurtuluş’ arayışında. Ancak düşen fiyatlar, hiç de beklenildiği gibi bir kazanca dönüşmüyor. Çiftçiler, artan üretim maliyetleri ve azalan gelirleri arasında sıkışıp kalmış durumda. Elektrik, mazot ve gübre fiyatlarındaki artışlar, çiftçiler için büyük bir mali yük oluşturuyor. 5 TL’ye satılan bir ürün, aslında üretim maliyetinin çok altında kalıyor. Bu da, çiftçilerin bu sene tarlada yeterli kazanç elde etmesini zorlaştırıyor. Çiftçilerin bu zor koşullarda hayatta kalma mücadelesi verdiği unutulmamalıdır.
Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre, tarım sektörü bu yıl ciddi bir iniş yaşadı. Üreticilerin yoğun iş gücü harcadığı tarlalarda, alınan emek karşılığında elde edilen gelirlerin düşmesi, gelecekteki tarımsal faaliyetleri de tehdit ediyor. Bu durumu değerlendirirken, çarpıcı bir veri daha ortaya çıkıyor: Fiyatların düşmesiyle birlikte tüccarların da bölgede etkisi azaldı. Tarım sektöründeki bu dönüşüm, yalnızca ekonomi için değil; aynı zamanda gıda güvenliği açısından da önemli bir sorun haline gelmiş durumda.
Söz konusu sıcak yaz günlerinde, üreticilerden bazıları alternatif yöntemler arayarak ürünlerinin değerini artırmaya çalışıyor. Organik tarım uygulamaları ve doğrudan pazarlama yöntemleri, gelirin artmasını sağlamak için öne çıkan başlıca seçenekler arasında. Ancak bu tür uygulamalar, özellikle küçük üreticilere büyük bir yük getirmekte. Dolayısıyla, devletin tarım sektöründeki desteklerini artırması ve çiftçilerin borç yükünü hafifletmesi gerekiyor. Bu doğrultuda çözüm önerileri, sektörü daha sürdürülebilir hale getirebilir.
Özetle, 40 dereceyi bulan sıcak hava koşulları altında çalışmak zorunda kalan çiftçiler için bu yaz çok zor geçiyor. Tarlada fiyatı 5 TL’ye kadar gerileyen sebze fiyatları ise, durumun ne kadar ciddi olduğunu gözler önüne seriyor. Tarım sektörü kimse için kolay değil; çarpan etkileriyle gıda enflasyonunu tetikleyen bu olumsuz durum, hem üreticilerin hem de tüketicilerin hayatına doğrudan etki etmekte. Çiftçilerin bu yaz girdi maliyetlerini düşürmeleri ve verimliliklerini artırmaları büyük önem taşırken; toplumsal bir sorun olarak tarım politikalarının yeniden gözden geçirilmesi gerekmekte.