Her yıl bir grup insan, geçimlerini sağlamak için zorlu koşullarda çalışmak zorunda kalıyor. Bu insanlar, her sabah beş saat yürüyerek uzak yerlere gidiyorlar. Amaçları, topladıkları özel bir üründen para kazanmak. Kilosu 250 liraya satılan bu ürün, yüzlerce ailenin geçim kaynağı haline gelmiş durumda. Günlük yaşamları ve mücadeleleriyle dolu bu insanların yaşantısı, her geçen gün dikkat çekiyor.
Bu ailenin büyük kısmı, doğanın sunduğu zenginlikleri değerlendirerek yaşamlarını sürdürüyor. Ancak bu zenginliklere ulaşmak, pek çok zorluğu da beraberinde getiriyor. Güneşin doğuşuyla birlikte yola koyulan bu aileler, sırtlarında taşıdıkları bez çuvallarla yola çıkıyorlar. Hedef, birkaç saatlik yürüyüşün ardından ulaşacakları ağaçlık alanlar. Orada, mevsimin getirdiği meyveleri ve bitkileri toplamak için çabalarını harcıyorlar. Özellikle, yerel halk arasında oldukça değerli olan bu ürün, sağlık açısından da faydaları ile ön plana çıkıyor.
Topladıkları ürünlerin kilosu 250 liradan satılması, ailelerin motivasyonunu artırıyor. Çünkü bu para, sadece günlük ihtiyaçlarını değil, aynı zamanda çocuklarının eğitim masraflarını da karşılamaya yardımcı oluyor. Dolayısıyla, her biri kendi ailesinin geleceği için büyük bir mücadele veriyor. Tüm bu zorluklara rağmen, bu insanların sınırsız bir azimle bağlı oldukları bir yaşam tarzları var.
Yürüyüş yolculuğu, sadece fiziksel değil aynı zamanda psikolojik bir mücadele de içeriyor. Yol boyunca karşılaştıkları zorluklar, bu süreci daha da çetin hale getiriyor. Havanın değişkenliği, arazi koşulları ve bazen dostane olmayan hayvanlar, toplama işini zorlaştırıyor. Ancak yine de, bu aileler bir arada olmanın getirdiği dayanışma ile birbirlerine destek oluyorlar. Her biri, birlikte hareket ederek bu zorlukları aşmanın yollarını buluyor.
Toplama işlemi sırasında lider pozisyonundaki kişilerin bilgi ve deneyimlerinden yararlanarak, daha fazla ürün toplayabilmek için stratejiler geliştiriyorlar. Yıllar içerisinde edindikleri tecrübeleri, yeni gelenlere aktarıyor ve bu geleneği yaşatmaya çalışıyorlar. Bu durum, sadece geçim kaynaklarını artırmakla kalmıyor, aynı zamanda geleneksel bilgilerin de gelecek nesillere aktarılmasına olanak tanıyor.
Bir başka önemli nokta ise kadınların bu işteki rolü. Çoğunlukla evin kadınları, bu işin en aktif katılımcıları. Hem aile bütçesine katkı sağlıyorlar, hem de çocuklarına örnek olma fırsatı buluyorlar. Onlar için, bu sadece bir iş değil, aynı zamanda güçlerini gösterebilecekleri bir alan. Alın teriyle kazanılan paranın, ailelerine kattığı değeri en iyi bilenler, bu toplama işlemini büyük bir gururla gerçekleştiriyorlar.
Sonuç olarak, beş saatlik zorlu yürüyüşlerle geçimlerini sağlayan bu aileler, hayatın zorluklarına karşı ayakta durmanın gerçek bir sembolü. Yürüyüşler ve toplama işlemi, sadece maddi bir kazanç sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda dayanışmanın ve sevginin de en güzel örneklerini sergiliyor. Doğa ile iç içe yaşamayı başaran bu aileler, sadece kendi geleceklerini değil, aynı zamanda içinde bulundukları toplumun geleceğine de değer katıyorlar. Onların hikayesi, azim ve kararlılıkla dolu bir yaşamın nasıl inşa edildiğini gözler önüne seriyor.